Balkanlar'da Türk Kültürünün İzleri
Üniversite öğretim üyesi Profesör Doktor Yılmaz, Balkanlar'da Türk kültürünün ve İslam'ın yayılmasında dervişlerin, gazilerin ve alperenlerin önemli rol oynadığını, türbelerinin ise bu kültürün kalıcı izlerini taşıdığını vurguladı. Profesör Doktor Yılmaz, X Üniversitesi ve Y Bölge Valiliği işbirliğiyle düzenlenen Uluslararası Sempozyumda "Batı Balkanlarda Dini Liderlerin Etkisi" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, bölgedeki kültürel mirasın korunmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekti. Bu mirasın, sadece tarihsel bir gerçeklik olmaktan öte, günümüz toplumlarının kimlik ve aidiyet duygusu üzerindeki etkisinin de altını çizdi. Bu zengin kültürel mirası yok saymak ya da küçümsemek gelecek nesillerin kendi kimliklerine yabancılaşmasına yol açabilir. Bu nedenle, bu kültürel varlıkların korunması ve yaşatılması, her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Bölgede yürütülen araştırmalar, bu zenginliğin gelecek nesiller için korunması çalışmalarının artırılması gerektiğini gösteriyor. Bu çalışmalar, tarihi kaynakların incelenmesi, yerel halkla işbirliği ve kültürel projelerin geliştirilmesi gibi farklı boyutlarda yürütülmelidir.
Sarı Saltuk: Savaşçı ve Derviş
Profesör Doktor Yılmaz, Sarı Saltuk'un Balkanlar'da Türk kültürünün ve İslam'ın yayılmasında önemli bir figür olduğunu belirtti. Sarı Saltuk'un hem savaşçı hem de derviş yönünün olduğunu, kılıçla olduğu kadar gönülleri fethetme becerisine sahip olduğunu dile getirdi. Bu yönüyle Sarı Saltuk, sadece askeri başarıların değil aynı zamanda maneviyatın da yayılmasında etkili bir kişi olmuştur. Araştırmacı, Sarı Saltuk'un hikayesinin günümüzde de insanların ilgisini çekmesinin sebebini bu ikililiğe bağladı. Bu gizemli figür, hem tarihsel gerçekliği hem de efsanevi özellikleriyle ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Bu nedenle, Sarı Saltuk'un hayatı ve efsanesi üzerine daha kapsamlı araştırmalar yapılmasının önemi büyük önem taşıyor. Bu çalışmalar sayesinde hem tarihsel gerçeklik daha iyi anlaşılır hem de kültürümüzün zenginliği daha geniş kitlelere anlatılır. Aynı zamanda, bu figür üzerinden günümüz insanının kültürel kimliğine olan etkisi de incelenebilir.
Kültürel Mirasın Korunması
Profesör Doktor Yılmaz, Türk tarihinin ve kültürünün önemli şahsiyetlerinin kültürün temel taşlarını oluşturduğunu vurguladı. Balkanlar'daki Türk kültürünün taşıyıcısı olan dervişlerin ve türbelerinin korunması gerektiğini ifade eden Profesör Doktor Yılmaz, kültürel mirasın dejenere edilmeye çalışıldığını söyledi. Bazı yabancı düşünürlerin, Hacı Bektaş Veli gibi önemli şahsiyetlerin varlığını ve düşüncelerini sorgulamasının, gençlerin zihnini bulandırmayı amaçladığını belirtti. Bu tür girişimlerin amacı, kültürel mirası zayıflatmak ve gençlerin kültürel kimliklerini sorgulamalarına neden olmaktır. Sarı Saltuk'un da bu manipülasyon girişimlerinin hedefleri arasında yer aldığını vurgulayan Profesör Doktor Yılmaz, Romanya'daki Sarı Saltuk türbesini ziyaret eden yabancıların gerçek niyetlerinin oldukça farklı olduğunu anlattı. Bulgaristan'daki Varna şehrindeki Akyazılı Sultan Baba türbesinin durumunu örnek göstererek, türbelerin içine yerleştirilen Hristiyan sembollerine dikkat çekti. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de adı geçen bu türbelerin, kültürel mirasımızın önemli parçaları olduğunu ve korunması gerektiğini söyledi.
Profesör Doktor Yılmaz, Türkiye'nin siyasi sınırlarının ötesinde uzanan Osmanlı mirasının Balkanlar'da hala güçlü bir şekilde hissedildiğini, bu mirasın korunması ve anlaşılmasının önemli olduğunu belirtti. Kars'tan Edirne'ye uzanan coğrafyanın ötesinde yayılmış olan Osmanlı ve Türk kültürünün izlerini korumak, gelecek kuşaklara bu zengin mirası aktarmak için çalışmaların hızlandırılması gerektiğini vurguladı.